Bir Şehir, Bir Hikaye: Stockholm

Stockholm’u ne zaman ziyaret etmelisiniz?

En soğuk ülkelerden biri de olsa, İsveçlilerin deyimiyle “Kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır.” Alışkın olduğumuzun tersine Stockholm’de kar kış olduğunda hayat durmuyor. Ancak hava çabuk karardığı ve gün ışığı az sürdüğü için seyahatinizi bahar ayları ve yaza ayarlamanızda fayda var. Bir taraftan şunu söylemeden de bırakamayacağız, kar Stockholm’e gerçekten çok yakışıyor ve şehir bir anda masalı bir havaya bürünüyor.

Yaz ayları, gün çok uzun sürdüğü ve güneş çok geç saatlerde battığı için gidebileceğiniz en ideal mevsimlerden. Ancak bir taraftan da çok kalabalığı sevmiyorsanız, bu dönemin turistik açıdan en kabalık dönem olduğunu belirtelim.

İlkbahar, şehrin iyice canlanmaya başladığı ve kıştan uyanan Stockholmlülerin park, bahçe ve cafeleri doldurmasıyla görülmeye değer. Sonbaharda da sonbaharın kızıl, turuncu, yeşilin onlarca tonunu şehirde görmeniz mümkün. Baharlarda, hava yürümek için çok ideal, sadece akşam serinliği için tedarikli gelmenizde fayda var.

Stockholm’de ulaşım

Arlanda havalimanından otobüs Flybussarna otobüs firmasıyla şehir merkezine ulaşabilirsiniz, daha kısa bir yolculuk olsun derseniz Arlanda Express trenini tercih edebilirsiniz.Şehirde, metro ve otobüsle çok kolay her yere ulaşım sağlayabilirsiniz. Şehir adacıkların üzerine kurulmuş olmasına rağmen, deniz ulaşımı çok zayıf. Tam bir bisiklet dostu şehir, yaz-kış bisiklet kullanan bir toplumdan bahsediyoruz. Metro ve otobüste aynı kartı kullanabiliyorsunuz. Adetli bilet almaktansa, kalacağınız süreye göre sınırsız bilet almanız daha ekonomik olabilir. Kısa süreli kalacaksanız, yürüyerek de yakın mesafeleri gezebilirsiniz.

Bunları yapmadan Stockholm’den ayrılmayın.

Fika

Fika, İsveççe de en çok kullanılan kelime olabilir. Kahve molası anlamına gelir ve şirketlerde fika molaları verilmektedir. Bu derece ciddiye alındığını söyleyebiliriz. Genellikle, arkadaşlar, fika yapalım diyerek buluşurlar. “Buluşalım mı?” yerine “Fika yapalım mı?” sorusuyla karşılaşacağınıza emin olabilirsiniz. Fikayı, evde, parkta, ofiste, her yerde yapabilirsiniz. Önemli olan anda olduğunuz, arkadaşlarlaysanız güzel bir sohbet, kahve (ya da çay) ve tatlının eşlik ettiği bir mola verebilmeniz.

Fika yapabileceğiniz cafeler: Vetekatten, Vintervikens Trädgård, Robin Delselius bageri

Gamla Stan’ı gezin.

Photo by Jon Flobrant on Unsplash

Gamla Stan, Stockholm’un eski şehri. Bu nedenle de en turistik yeri. Özellikle ilk defa geliyorsanız, buradan başlayarak şehri gezebilirsiniz. Burada Stortorget meydanına uğramayı unutmayın. Eğer bilimkurgu merakınız varsa, Science Fiction Bokhandeln dükkanına mutlaka göz atın. Aklınıza gelebilecek tüm bilimkurgu kitaplarını, oyunlarını ve maketlerini burada görebilmeniz mümkün.

Skogskyrkogården mezarlığını ziyaret edin.

Burası, 1994’ten beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan bir merkan. Çok şairane ve çok sakin. Değişik bir yürüme rotası istiyorsanız, buraya uğrayabilirsiniz. 25 yıl kadar bir sürede (1915-1940) ünlü modernist mimarlar Gunnar Asplund ve Sigurd Lewerentz başkanlığında 250 dönümlük çam kaplı kaya sırtı üzerine kuruldu. Modernistlerin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilirse, doğa, yaşam ve ölüm üzerine İskandinav felsefesini anlattığı düşünülüyor. Mezarlıkta, Temmuz – Eylül aylarında Pazar günlerinde rehberli turlar yapılıyor.

Hötorget’e uğrayın.

Biz çarşı pazar gezmeyi seven bir millet olduğumuz için burada meydanda çiçekçileri ve meyve-sebze pazarını gezip sonra Hötorgshallen’e inip dünya mutfaklarından tatlar tadabilirsiniz.

Metro turu yapın.

Photo by Laurenz Heymann on Unsplash

Stockholm metro sisteminin dünyanın en uzun sanat sergisi olduğu söyleniyor – 110 kilometre uzunluğunda. Eğer elinizde sınırsız metro kartı varsa, mutlaka metro hatlarını gezin. Kendiniz gezebileceğiniz gibi ücretsiz metro turları da dönem dönem yapılıyor. Metroyla seyahat etmek, 1950’lerin sanatsal öncülerinden günümüz sanat deneyimlerine uzanan heyecan verici bir hikaye boyunca seyahat etmek gibi. Stockholm’deki 100 metro istasyonunun 90’dan fazlası, 150’den fazla sanatçının heykelleri, mozaikleri, resimleri, teçhizatları, oymaları ve kabartmaları ile dekore edilmiştir.

Gezebileceğiniz fotografik metro istasyonları: Stadion, T-Centralen (mavi hat), Solna, Bagarmossen, Citybanan-Odenplan, Kungsträdgården, Östermalmstorg, Tekniska Högskolan, Mörby Centrum

Odenplan’daki kent kütüphanesine uğrayın.

Bu kütüphane yakın zamanda Conde Nast Traveller dergisi tarafından dünyanın en güzel kütüphanelerinden biri olarak listelendi. Instagram için fotoğraf çekmeyi düşünüyorsanız, ufak bir ipucu verelim: Cephe gerçekten muhteşem, ancak daha da şaşırtıcı çekimler için binaya girdiğinizden emin olun. Kütüphanenin içerisinde Türkçe kitapların da olduğu bir bölüm mevcut.

Parklar bahçeler hepsi sizin.

Stockholm yemyeşil bir şehir, parkların, ormanların, bahçelerin keyfini çıkarın. Humlegården, Djurgården, Brunnsviken, Långholmen ziyaret edebileceğiniz alanlardan.

Södermalm’de ikinci el mağazalarını dolanın.

Photo by Jon Flobrant on Unsplash

Södermalm, Stockholm’ün en yaratıcı bölgelerinden biri. Burada ikinci el ve retro mağazaları gezip, kendinizi bir an 1920’de bir başka an 1970’lerde hissedebilirsiniz. Stockholm sokak stili genelde ikinci el giyimden güç alıyor. İsveç’te, ikinci el mağazalardan ev eşyasından kıyafete kadar her türlü şeyi almak çok alışıldık. Södermalm bölgesindeyken, cafe ve plak mağazalarının da keyfini çıkarmayı unutmayın.

Vasa Müzesi’ne uğrayın.

https://www.vasamuseet.se

Vasa Müzesi bizim en etkilendiğimiz müzelerden biri oldu. Sadece bizi etkilememiş, bir milyondan fazla ziyaretçisiyle Vasa Müzesi, İskandinavya’da en çok ziyaret edilen müze ünvanına sahip. Vasa, dünyada korunmuş 7. yüzyıldan kalma tek gemi ve eşsiz bir sanat hazinesi. Geminin yüzde 95’inden fazlası orijinal ve yüzlerce oyma heykelle süslenmiş. 69 metre uzunluğundaki savaş gemisi Vasa, 1628’de Stockholm’ün ortasındaki ilk seferine batmış ve daha sonra batmış. 333 yıl sonra 1961’de denizden çıkarılmış. Müzenin dışındaki çatıdaki üç direk, geminin orijinal direklerinin yüksekliğini gösteriyor. Özellikle, çocuklarla gezmesi çok keyifli bir müze, 18 yaşına kadar olan ziyaretçiler için giriş ücretsiz.

Günbatımında Monteliusvägen’e gidin.

Burası, özellikle gündoğumu ve günbatımında, Mälaren Gölü, Belediye Binası ve Riddarholmen’in muhteşem manzarasına sahip, 500 metre uzunluğunda (çeyrek mil) yürüyüş yolu. Yürüyüş yolunda, İvar Lo adında manzarayı oturarak izleyebileceğiniz bir park da var. Burada yiyeceğinizi ve kahvenizi yanınıza alıp, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Kışın bu yola çıkış biraz kaygan olabilir, dikkatli olun. 

Hellasgården’da donmuş gölün üzerinde yürüyün.

Özellikle soğuk kış aylarında şehri ziyaret ettiyseniz, bu bölgeyi de planınıza dahil edebilirsiniz. Stockholm şehir merkezinden Hellasgården’e gitmek yaklaşık 20 dakika sürüyor. Kışın en soğuk dönemlerinde, doğal koruma alanının içindeki göl donduğundan üzerinde kaymanız veya yürümeniz mümkün. Bunu yapmadan önce mutlaka, turist merkezine danışın ve yerel halkın da bunu yaptığından emin olun. Kış aylarında, hafta içlerinde bile çoluk çocuk herkes kaymaya buraya geliyor.