Dünyada Tek Demir Kilise, Stevi Stefan Kilisesi

Görsel : tr.wikipedia.org

Tarihi

Stefan Vogoridis’in hibeleri ve Bâb-ı Âli’nin izni ile…

Takvimler 1849 yılını gösteriyordu, Osmanlı’da bulunan Bulgar cemaatinin önemli isimlerinden olan Stefan Vogoridis dönemin milletvekillerinden biri idi. Vogoridis, bir kilise inşa etmek üzere Bâb-ı Âli’den müsaade istemeye karar vermiş ve hatta kilisenin inşası için bir tanesi kargir (taş ya da tuğladan inşa edilmiş yapı) bir tanesi ise ahşaptan yapılmış olan bina ve geniş avluya sahip 25 odalı evini hiç düşünmeden hibe etmesi ile kilisenin tarihini de başlatmıştır.

Yaprak yaprak dökülmüş takvim ve 1850 yılı gelmiştir, Vogoridis’in hibeleri ve Bâb-ı Âli’nin izni ile Bulgar Eksarhlığı (önderliği) açılmış, tam karşısına da ahşaptan bir kilise inşa edilmiştir. Kilisenin adı bağışçısından esinlenilerek “Sveti (Aziz) Stefan” olarak belirlenmiştir. Aradan geçen on yılın ardından Bulgarlar artık Fener Rum Patriğini dini liderleri olarak kabul etmeyeceklerini açıklamışlardır. Bu açıklamalar ve halkın tutumu üzerine Fener Rum Patriği 1872 yılında Bulgarları aforoz etmiştir. Bu aforoz Bulgarların ahşap kilisenin yerine daha büyük, daha gösterişli ve daha farklı bir kilise inşa etmek üzere Osmanlı Devleti’nden müsaade almaları ile yeni bir kilise inşasına vesile olmuştur.

Sveti Stefan’dan Demir Kilise’ye…

Osmanlı Devleti’nin verdiği izin ile Bulgarlar, kilisenin inşası için yeni bir projeye ihtiyaç duymuş ve buna istinaden bir yarışma düzenlemişlerdir. Ermeni mimar Hovsep Aznabur yarışmanın kazananı olurken, inşa ihalesinin kazananı ise Avusturyalı Rudolf Waagner Şirketi olmuştur. Bir buçuk yıl süren inşa esnasında kilisenin tüm dış cephesi, yan duvarları, pencere kenarları, merdivenleri, kabartmaları ve çan kulesi dâhil her şey demirden yapılmıştır. Bu sebeple kilise artık Demir Kilise olarak anılmaya ve ünlenmeye başlamıştır.

İnşaya dair

Kilisenin inşası deneme çalışması olarak Waagner şirketinin bahçesine prefabrik olarak yapılmış, sonraki süreçlerde parçalar halinde Tuna Nehri ve Karadeniz üzerinden İstanbul’a taşınmıştır. Kilisenin denize olan yakınlığı göz önünde bulundurulmuş ve betonun aşınmaya uğrayacağı düşünüldüğü için tamamen demirden inşa edilmiştir.

Kilisenin ağırlığı ortalama 500 tondur. Bu ağırlığın taşınması ve zarar görmemesi için Brezilya’da yetişen ve su altında yaşayan ağaçlardan elde edilen 325 kazık Haliç’e çakılmış ve tamamı demirden oluşan parçalar vidalarla denizin üzerinde bulunan ağaçlara monte edilerek 1898’de kilise ibadete açık hale getirilmiştir.

Rusya’dan, Moskovalı Fabrikatörden ve Lebedev’den esintiler…

Neo-gotik ve Neo-barok tarzda inşa edilmiş bu eşsiz kilisenin yalnız mihrap bölümü ahşaptan yapılmıştır ancak o da altın kaplanmıştır. İkonalar, Moskovalı bir fabrikatör ile imzalanan sözleşme sonucunda ünlü ressam Lebedev tarafından resmedilmiştir. Kulede yer alan, en büyüğü ortalama 400 kilo olan altı çan ise Rusya’da döktürülmüştür.

Yapısı ve fiziki özellikleri ile Demir Kilise

Dünya üzerinde başka bir örneği olmayan Kilise, üç kubbeli ve haç şeklindedir. Dış alanındaki zengin süslemeleri ile göz kamaştırmaktadır. Kilisenin mihrabı Haliç’e dönük durmaktadır. Giriş kapısının üzerinde 40 metre yüksekte bir çan kulesi yer almaktadır.

Bunu Biliyor muydunuz?

Bulgar Eksarhlığı Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Vasil Liaze, dünyada 3 tane demir kilise yapıldığını, bunların Arjantin, Avusturya ve Türkiye’de bulunduğunu, Arjantin ve Avusturya’daki kiliselerin yok olduğunu, sadece Balat’taki demir kilisenin ayakta kaldığını dile getirmiştir.]

9 yıllık yenileme ve sonrası…

Kilisenin, Haliç’te ve dolayısı ile deniz üzerinde olmasına bağlı olarak zamanla yapının üzerinde korozyon oluşumu başlamış ve demirler erimeye yüz tutmuştur. Haliç’in çevre düzenlemesi yapılırken, çeşitli sebeplerle kilise zemininde çamurlaşmalar oluşmuş ve yapının deniz yönüne doğru kaydığı görülmüştür. Bu kaymayı önlemek adına 2006 yılında yapının çevresine tam 330 beton kazık yerleştirilmiş ve kilisenin denize kayması önlenmiştir.

9 yıldır yenileme çalışması sebebi ile ziyarete ve ibadete kapalı olan Demir Kilise, 7 Ocak 2018 yılında yeniden hem ziyarete hem de ibadete açık hale getirilmiştir.

Yalnız bir kilise değil

Kilisenin alt katında bir sanat galerisi de yer almaktadır. Bu galeride Demir Kilise’nin tarihi yolculuğu ve Bulgar cemaatinin mensuplarının kültürel nitelikleri sergilenmektedir.

Ziyaret

Kiliseyi hafta içi ve hafta sonu sabah 09:00 ve akşam 17:00 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Adres: Balat Mahallesi, Mürselpaşa Cd. No:10, 34087 Fatih / İstanbul

Balat ya da Haliç yönüne giden tüm otobüsleri kullanabilir, Kilise durağında inerek bu büyük ve görkemli yapıya ulaşabilirsiniz.