Dijital Tercüme CEO’su Senem Kobya, geçtiğimiz hafta Türkiye Bilişim Vakfı’nın 30. yıl kutlamalarında yapay zekâ, dijital dönüşüm ve veri politikalarının tartışıldığı “Yarının Denklemi” etkinliğine katıldı. Etkinlik boyunca teknoloji dünyasının önde gelen isimleriyle bir araya gelen Kobya, çeviri sektörünün bu büyük dönüşümde nasıl konumlandığını da farklı uzmanlarla değerlendirme fırsatı buldu.

TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı’nın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, Digitaleurope Genel Direktörü Cecilia Bonefeld-Dahl ve TIME100 AI listesinde yer alan NYT Bestseller yazarı, gazeteci Karen Hao çarpıcı sunumlar gerçekleştirdi. Yapay zekânın etik sınırları, veri toplamanın riskleri, regülasyon ihtiyacı ve dijital güvenlik gibi kritik başlıklar ele alındı.

Senem Kobya, Karen Hao ile yaptığı kısa ama yoğun sohbet sırasında çeviri sektöründeki en büyük soruna dikkat çekti: “Veri doğru değilse, çeviri de değildir.” Hao’nun, insan dil yetisinin hâlâ makinelerin ötesinde olduğunu vurgulaması ise hepimiz için anlamlı bir teyit niteliğindeydi.

Cecilia Bonefeld-Dahl ile gerçekleşen sohbet ise yapay zekâ regülasyonlarının küresel ölçekli ve gecikmeden uygulanması gerektiği konusunda ortak bir görüşle sonlandı. Her iki isimle yapılan görüşmelerde çevirinin etik, doğruluk ve yerelleştirme boyutlarındaki kritik rolü de öne çıktı.

Etkinlikte katılımcılarla yapılan sohbetlerde öne çıkan ortak nokta şuydu:
Uzmanlar günlük yazışmalarda yapay zekâdan yararlansa da stratejik, hukuki ve teknik çevirilerde mutlaka profesyonel bir çeviri işletmesine başvuruyor.
Bunun nedeni; veri doğruluğunun teyit edilmemesi, gizlilik riskleri, mevzuat farklılıkları ve hedef kültüre uygun yerelleştirme gereksinimleri.
Dijital Tercüme’nin her hafta paylaştığı örneklerde olduğu gibi, yapay zekâ kaynak anlamı aktarabilse de hukuki metinlerdeki üslup, yapı ve bağlam bütünlüğü hâlâ insan çevirmenlerin sezgisel zekâsını gerektiriyor.
Ayrıca 15 yılı aşkın süredir çeşitli alanlarda çeviri ve yerelleştirme hizmeti verdiğimiz Eczacıbaşı Grubu YK Başkanı Sayın Faruk Eczacıbaşı’nı canlı dinlemek ve onun bilişim ve iletişim vizyonundan ilham almak da çok kıymetliydi.

Bunun dışında farklı sektörlerden birçok paydaşla bir araya gelerek çevirinin geleceği, sürdürülebilir dil politikaları ve veri kalitesi üzerine görüş alışverişinde bulunduk.
Etkinlik sonunda Dijital Tercüme’nin geleneğini bozmadık, simultane tercüman kabinine giderek görev alan tüm tercümanları ve teknik ekibi tebrik ettik. Çünkü çevirinin sahadaki en görünmez kahramanları hâlâ onlardı.
Bu etkinlik, yapay zekânın yükselen etkisine rağmen insanın dildeki sezgisel ustalığının neden vazgeçilmez olduğunu bir kez daha gösterdi.