Medikal Çeviri Nedir ve Neden Önemlidir?
Medikal çeviri, klinik araştırmalar, hasta kayıtları, tıbbi cihaz kılavuzları ve pazarlama izni için gerekli düzenleyici belgeler dahil olmak üzere tıp ve ilaç endüstrilerindeki çeşitli belgelerin doğru bir şekilde çevrilmesini içerir. Amaç orijinal metnin anlamını, doğruluğunu ve maksadını korurken hedef pazarın dilsel ve kültürel bağlamına uyarlamaktır.
Türkiye pazarında medikal çeviri, ülkenin hızla genişleyen sağlık sektörü, medikal turizmde artan önemi ile küresel ilaç ve klinik araştırmalarındaki aktif rolü nedeniyle son derece büyük bir öneme sahiptir. Doğru çeviriler, sağlık çalışanları arasında etkili iletişim kurmak, hasta güvenliğini sağlamak, yerel mevzuat ve yasal standartlara uymak için elzemdir. Türkiye’nin medikal turizmdeki artan rolüyle birlikte, hasta kabul formları ve onay formları gibi belgelerin hassas çevirileri, uluslararası hastalara sorunsuz bir deneyim sunmak için vazgeçilmezdir. Tüm bunlara ek olarak, Türkiye küresel ilaç araştırmalarına katılmaya devam ettikçe, pazarlama izni almak isteyen ilaç şirketleri, maliyetli gecikmelerden kaçınmak için ruhsatlandırma belgelerinin ülkenin yasal ve dilsel standartlarını karşıladığından emin olmalıdır.
Sonuç olarak, tıbbi çeviri sadece bir gereklilik değil, aynı zamanda Türkiye pazarında mevzuata uygunluk, hasta güvenliği ve sorunsuz uluslararası iletişim sağlamaya yönelik stratejik bir araçtır.
Medikal Çeviriyi Diğer Çeviri Türlerinden Ayırt Eden Nedir?
Medikal çeviri, hayli özelleşmiş doğası ve terminolojisi nedeniyle diğer çeviri türlerinden önemli ölçüde ayrışmaktadır. Her ne kadar temel anlamda çeviri, metnin anlamını diller arasında aktarmaya odaklansa da medikal çeviri, tıbbi terminoloji, klinik uygulamalar ve hedef pazara özgü yasal mevzuat konularında uzmanlık gerektirir.
Aradaki temel farklardan biri de gerektirdiği hassasiyet ve kompleks yapıdır. Medikal çeviride en ufak bir hata dahi yanlış teşhisler, doğru uygulanmayan tedaviler veya mevzuata uyumsuzluk gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, çevirmenlerin yalnızca her iki dilde de yetkin olması değil, aynı zamanda kapsamlı bir tıbbi alan ve terminoloji bilgisine de sahip olması gerekir.
Diğer bir taraftan, medikal çeviri genellikle ilaç, farmakovijilans, cerrahi veya tıbbi cihazlar gibi alanlarda uzmanlık bilgisi gerektirebilen son derece teknik belgeler içermektedir. Çevirmenler, çevirinin hem kaynak hem de hedef pazarlardaki yasal ve tıbbi standartlara uygun olmasını sağlamak üzere yürürlükteki katı yönetmeliklere ve stil kılavuzlarına uygun hareket etmek zorundadır.
Kamuya açık belgeleri içerebilen yaygın çeviri türlerinin aksine, medikal çeviri genellikle hasta test sonuçları gibi hassas kişisel verilerle muhatap olur. Dolayısıyla gizlilik hayati öneme sahiptir. Çevirmenler, hasta bilgilerini ve fikri mülkiyeti korumak üzere katı gizlilik sözleşmelerine veya NDA’lara riayet etmekle yükümlüdür.
Kimler Medikal Çeviri Yapmalı? Çevirmen, Editör ve Post-editörlerde Aranan Nitelikler Nelerdir?
Medikal çeviri, dil becerilerinden çok daha fazlasını gerektiren özel bir alandır. Tıbbi terminolojinin nüanslarını, klinik uygulamaları ve yasal gereklilikleri iyi bilen profesyoneller gerektirir. Medikal çeviri alanında istihdam edilen çevirmenlerin, editör ve post-editörlerin nitelikleri, nihai ürünün doğruluğunu, güvenliğini ve standartlara uygunluğunu sağlamak açısından belirleyicidir.
Çevirmenler yalnızca kaynak ve hedef dillerde yetkinliğe sahip olmakla kalmamalı, aynı zamanda tıbbi terminoloji ve uygulamaları da derinlemesine kavramalıdır. Çevirmenlerin dil uzmanlıklarının yanı sıra tıp, eczacılık veya biyomedikal gibi tıbbi veya yaşam bilimleri alanlarında resmî yeterliliklere haiz olmaları ideal olanıdır. Dolayısıyla, bu kişiler tıbbi çeviri alanındaki yetkinliklerini gösteren profesyonel sertifikalara sahip olmalıdır.
Editörler, çevrilen metnin yalnızca dilbilgisi açısından doğru olmasını değil, aynı zamanda tıbbi açıdan da hatasız olmasını sağlamak için hem tıbbi terminolojiye hem de dilbilimsel ilkelere hakim olmalıdır. Hasta güvenliğini veya yasal mevzuata uygunluğu etkileyebilecek olası hataları veya tutarsızlıkları tespit etmek için tıbbi editoryal deneyim ve konu hakkında derinlemesine bir anlayış şart olduğundan, profesyonellik gösteren sertifikaları edinmek önemlidir.
Post-editörler, özellikle MTPE (Makine Çevirisi Sonrası Düzenleme) projelerinde makine çevirisi ürünü ile çalışırken çok iyi dil becerilerine ve derinlemesine tıbbi bilgiye sahip olmalıdır. Görevleri, makine çevirisinin neden olduğu hataları veya tutarsızlıkları tespit etmek ve düzeltmek, nihai çıktının en yüksek tıbbi dokümantasyon standartlarına uygun olmasını sağlamaktır. Hem tıbbi çeviri hem de makine sonrası düzeltme konusunda deneyimli olan bu uzmanlar, hedef pazarın beklentilerini karşılamak için metni doğruluk, netlik ve kültürel uygunluk açısından mükemmelleştirmelidir.
Netice itibariyle, tıbbi çeviri, dil uzmanlığını tıbbi alanlar ve mevzuat standartları ile bir arada sunan profesyoneller gerektirir. Doğru iletişimi, hasta güvenliğini ve mevzuata uygunluğu sağlamak üzere söz konusu kritik önem arz eden dokümanlar sadece ve sadece nitelikli çevirmenlere, editör ve post-editörlere emanet edilmelidir.
Türkiye’de Medikal Çeviri Neden Gereklidir? Önemli İstatistikler ve Sağlık Turizminde Çevirinin Rolü
Türkiye, yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı sağlık hizmeti arayan milyonlarca uluslararası hastanın ilgisini çekerek medikal turizm için hızla küresel bir merkez haline gelmiştir. Sektör genişlemeye devam ederken, medikal çeviri, sağlık hizmeti sağlayıcıları ile uluslararası hastalar arasında açık iletişimin sağlanmasında, sorunsuz tıbbi deneyimlerin kolaylaştırılmasında ve yasal gerekliliklerin karşılanmasında kritik bir rol oynamaktadır.
Son yirmi yılda Türkiye, küresel medikal turizm pazarındaki payını önemli ölçüde artırmıştır. Ticaret Bakanlığı’na göre, medikal turizmden elde edilen gelirler 2003 yılında 203 milyon dolardan 2022 yılında 2,2 milyar dolara yükselmiştir. Uluslararası hasta sayısında da artış yaşanmış, 2021 yılında Türkiye’de tedavi olmak isteyen 670.000 yabancı ziyaretçi, 2022 yılında %88 artışla 1,25 milyonun üzerine çıkmıştır. Büyüme 2023 yılında da devam ederek 1,8 milyon sağlık turistini aşmış ve 2024 yılında Türkiye’nin 2 milyon sağlık turistini ağırlayarak 3 milyar dolar gelir elde ettiği bildirilmiştir.
Bu büyümenin temel itici güçlerinden biri Türkiye’nin uluslararası akreditasyona sahip sağlık tesisleridir. 40’tan fazla hastane küresel sağlık standartlarını karşılayarak ülkenin önde gelen bir medikal turizm noktası olarak itibarını kuvvetlendirmektedir. Dünyanın dört bir yanından hastalar, saç ekimi, estetik cerrahi, kanser tedavileri, organ nakilleri ve diş tedavileri de dahil olmak üzere çok çeşitli işlem için, genellikle Avrupa’daki benzer tedavilerin maliyetinin çok daha altında bir ücret ödeyerek Türkiye’ye gelmektedir.
Medikal turistlerin akınıyla birlikte Türk hastaneleri, uluslararası hastalara seyahat ve konaklama konularında yardımcı olmak üzere çok dilli personel istihdam ederek bu sürece uyum sağlamıştır. Öte yandan, sağlık hizmetlerine yönelik artan talep, hastaların teşhislerini, tedavi planlarını ve yasal belgelerini eksiksiz bir şekilde anlamalarını sağlamak için doğru medikal çeviri ihtiyacını da ortaya çıkarmaktadır. Açık ve kusursuz çeviriler yalnızca hasta güvenliği için değil, aynı zamanda hem ulusal hem de uluslararası sağlık standartlarına uyum için de zaruridir.
Türkiye’nin küresel sağlık turizmindeki artan etkinliği ile birlikte, titiz medikal çeviri talebi her zamankinden çok daha yüksektir. Hasta dokümantasyonunda, yasal işlemlerde ve tıbbi raporlarda netliğin sağlanması, sorunsuz sağlık hizmeti sunmak, hastaların güvenini kazanmak ve uluslararası standartlara uygun hareket etmek için esastır.
Medikal Çeviri İhtiyacınız İçin Neden Dijital Tercüme’ye Güvenmelisiniz?
Dijital Tercüme olarak, medikal çevirinin son derece uzmanlık gerektiren ve hassasiyetin kritik değer arz ettiği bir alan olduğunun farkındayız. Tek bir hata, yanlış teşhisler, yasal sorunlar veya hasta güvenliğinin tehlikeye girmesi gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle en yüksek kalite standartlarını koruyor ve uluslararası geçerliliğe sahip sertifikalara bağlı kalıyoruz.
Çeviri hizmetleri için uluslararası bir standart olan ISO 17100:2015 sertifikasına sahibiz ve ilk aşamadan teslimat sonrası değerlendirmeye kadar çeviri sürecinin her adımının sıkı kalite kontrol ölçütlerine uygun olduğundan emin oluyoruz. Bu sertifika, mevcut ISO 9001, EN 15038, MTC 112 ve OHSAS 18001 sertifikalarımıza ek olarak, mükemmelliğe olan bağlılığımızı ortaya koymaktadır.
Aynı zamanda Dijital Tercüme, resmi olarak tanınan bir Google Yetkili Çeviri ve Yerelleştirme Ajansıdır; bu da bizi güvenilir, yüksek kaliteli medikal çeviri hizmeti sunma konusunda ön plana çıkarmaktadır. Uzmanlığımız, on yılı aşkın deneyimimiz, 250’den fazla tıp sektörü müşterisinden oluşan güçlü bir portföy ve 750’den fazla akademik tıbbi çalışmanın çeviri ve gözden geçirilmesi konusundaki geçmiş tecrübemizle belgelenmiştir.
350’den fazla sertifikalı çevirmen ve 50 medikal editörden oluşan bir ekiple, her medikal çevirinin medikal terminoloji, mevzuata uygunluk ve sektörün en iyi uygulamaları hakkında derinlemesine bilgi sahibi profesyoneller tarafından yapıldığından emin oluyoruz. Gerek hastaneler, gerek ilaç şirketleri, gerekse bilimsel araştırma kurumları için olsun, titiz bir yaklaşımla her projede doğruluğu, tutarlılığı ve kültürel adaptasyonu garanti ediyoruz.
Dijital Tercüme’yi Medikal Çeviri Alanında Uzman Yapan Nedir?
Dijital Tercüme medikal çeviri alanında son derece özel bir yaklaşım benimseyerek her belgenin doğru niteliklere ve uzmanlığa sahip profesyoneller tarafından ele alınmasına özen göstermektedir. Tarafımıza ulaşan bir tıbbi doküman, konusuna ve karmaşıklığına göre sınıflandırılır. Proje üzerinde çalışmak üzere yalnızca tıp alanında en az 10 yıllık deneyime ve ilgili tıp veya yaşam bilimleri disiplinlerinde resmi akademik niteliklere sahip çevirmenler seçilir. Böylelikle çevirinin teknik doğruluğunun daima gözetilmesi sağlanır.
Maksimum hassasiyet düzeyini garantilemek üzere, her çeviri kapsamlı bir inceleme sürecinden geçer. İlk çevirinin ardından belge, tıbbi terminoloji ve klinik dil konusunda tam yetkinliğe sahip bir tıp doktoru editöre iletilir. Bu ek uzmanlık katmanı, içeriğin tıbbi bütünlüğünü sağlama noktasında büyük bir öneme sahiptir.
Son aşamada, çeviri tıp uzmanımız tarafından gözden geçirilmesinin ardından, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) eski bir üyesi tarafından dilbilgisi, üslup ve dilbilimsel normlara uygunluğundan emin olmak amacıyla son bir düzeltme okumasından geçer. Böylece çevrilen belgenin sadece tıbbi açıdan doğru olması değil, aynı zamanda hedef kitlenin kültürel ve mesleki standartlarını karşılayacak şekilde dilsel açıdan da kusursuz olması sağlanır.
Diğer bir yandan, Dijital Tercüme olarak her müşterimiz için özelleştirilmiş tıbbi terimceler geliştiriyor ve bu terimcelerin tüm çevirilerde tutarlı kalmalarını sağlıyoruz. Uzmanlaşmış ve doğru terminoloji yönetimi süreçleri oluşturma konusundaki kararlılığımız, bizi sektörde ayırt edici kılan temel faktörlerden biridir.
Engin tecrübemiz ve uzmanlığımız T.C. Sağlık Bakanlığı, 50’den fazla üniversite ve devlet hastanesi, özel sağlık hizmeti sağlayıcıları ve ilaç şirketleri gibi önde gelen kurumlar tarafından tanınmaktadır. Bu kapsamda, Sağlık Bakanlığı için üç yıl süren bir çeviri projesi de dahil olmak üzere, uluslararası mevzuata uygunluk için onaylanmış özel bir tıbbi terminoloji sözlüğü kullandığımız büyük ölçekli projelerde çalışma ayrıcalığına sahibiz.
Çeviri becerilerimize ek olarak, Sağlık Yönetimi ve Kurumsal Kalite Danışmanımız, üzerinde çalıştığımız her medikal belgenin ilgili yönetmeliklere ve endüstri standartlarına uygunluğunu sağlamaktadır. Hem Türk hem de uluslararası sağlık mevzuatını derinlemesine kavramış olan Dijital Tercüme, doğru ve yüksek kaliteli medikal çeviri hizmeti sunan güvenilir bir iş ortağı olarak ön plana çıkmaktadır.
Medikal Çeviride Kalite Güvencesini Nasıl Sağlıyoruz?
Dijital Tercüme’de kalite güvencesi her medikal çeviri projesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Çevirilerimizin doğruluğunu ve güvenilirliğini garanti altına almak için titiz ve çok katmanlı bir süreç uyguluyoruz. Kalite güvence sürecimizin temel bileşenlerinden biri, çevirilerin belirli dilsel ve tıbbi standartları karşıladığından emin olmak üzere müşterilerimizle paylaşılan LQA (Linguistic Quality Assurance) raporlarının kullanılmasıdır.
Bu raporlar, Proje Koordinatörlerimiz tarafından müşterinin stil kılavuzlarına ve çeviri gereksinimlerine uygunluğu değerlendirmek üzere dikkatle tasarlanmaktadır. LQA süreci şu üç kritik alanı belirlemeye odaklanır: Tutarlılık, Hatalı Çeviri ve Terminolojik Doğruluk.
Tutarlılık: Terimlerin ve ifadelerin tüm belge boyunca tutarlı bir şekilde kullanılmasını sağlıyoruz. Örneğin, “aktif farmasötik bileşen” belgenin bir bölümünde “ilaç etkin maddesi” olarak çevrilmişse, tutarsızlıkları önlemek için aynı terim metnin geri kalanında da aynen korunmalıdır. Bu tutarlılık, çevirinin müşterinin beklentileriyle uyumlu olmasını sağlamak için esastır.
Hatalı Çeviriler: Bu kategori, kaynak metnin yanlış yorumlanarak hatalı bir çeviriye yol açtığı durumlarla ilgilidir. Terminoloji ve çeviri belleği (TM) terimlerinin gözden kaçabileceği veya yanlış anlaşılabileceği, bunun da müşteriye sunulamayacak yanıltıcı veya yanlış çevirilere yol açabileceği durumlara özellikle dikkat ediyoruz.
Terminolojik Doğruluk: Uygun tıp terminolojisine bağlı kalmak tıp alanında kritik öneme sahiptir. Bu adımda, tüm ürün adlarının, tıbbi terimlerin veya kullanılan jargonun endüstri standartlarına göre doğru şekilde çevrildiğinden emin oluyoruz. Kayıtlı olmayan ve/veya yaygın olarak kullanılmayan bir terim söz konusuysa, çevirmenlerimiz kullanılan çeviri yöntemini belgeleyip kaynağa atıfta bulunarak şeffaflığı sağlıyor. Terminoloji kararlarını belgelemek ve paylaşmak için memoQ gibi araçlar kullanıyor ve proje e-postaları aracılığıyla iletişimi sürdürüyoruz; bu sayede projeler arasında tutarlılık ve doğruluk temin ediyoruz.
Bu titiz LQA sistemi sayesinde ekibimiz, yalnızca dilsel beklentileri karşılamakla kalmayıp aynı zamanda orijinal metindeki bütünlüğü de koruyan tıbbi çeviriler sunabilmektedir. Olası sorunları erkenden tespit edip çözüme kavuşturmak suretiyle nihai ürünün doğru ve güvenilir olmasını sağlıyor, hasta güvenliğini ve uluslararası mevzuata uygunluğu gözetiyoruz.
Medikal Çeviri Süreci Nasıl İşler? Tıbbi Belgeler Hangi Aşamalardan Geçer?
Medikal çeviri sürecimiz, kaynak metnin türünü, karmaşıklığını ve içeriğini incelediğimiz ve çeviri için gerekli özel tıbbi bilgiyi belirlediğimiz projenin ayrıntılı bir analiziyle başlar. Dil çiftini değerlendirerek çevirmenlerimizin ve uzmanlarımızın ilgili dillerde nitelikli ve yetkin olduğundan emin olunur. Ardından teknik değerlendirme yapılarak projenin tıbbi doğruluk ve fizibilite açısından istenen şartları karşılaması teyit edilir.
Proje koordinasyonu, müşteriye özel tüm talimatların ve taleplerin özenle derlenmesini sağlar, sektör standartlarına uygunluğu da garanti eder. Proje yöneticisi sürecin her adımını denetleyerek zaman çizelgelerinin ve teknik özelliklerin sıkı bir şekilde takip edildiğinden emin olur. Müşterinin onayını takiben, her biri tıbbi terminoloji ve konu uzmanlığı konusunda kapsamlı deneyime sahip en nitelikli çevirmenleri, editör/post-editörleri ve redaktörleri özenle seçer; müşteriye proje kapsamı ve ilgili stil kılavuzları da dahil olmak üzere gerekli tüm ayrıntıları sağlarız.
Ardından çeviri ve yerelleştirme süreci başlar ve çevirmenlerimiz metnin doğruluğuna ve anlaşılırlığına gereken hassasiyeti göstererek uygun tıbbi terminolojinin kullanıldığından emin olurlar. Akabinde, metin tutarlılık, yazım ve dilbilgisi açısından kontrol edilmek üzere kapsamlı bir düzeltme ve son okuma sürecinden geçirilerek çevirinin kusursuz olması ve orijinal metnin amaçlanan anlamının korunması sağlanır.
Bu aşamada, tutarsızlıklar veya hatalı çeviriler gibi olası sorunları belirlemek için ayrıntılı bir dilsel kalite güvencesi (LQA) kontrolü de yapmaktayız. Bu aşama, nihai metnin tıbbi standartlara uygunluğunu garanti eder. Uzman medikal editörlerimizin son onayından sonra, tamamlanan çeviri tamamıyla gözden geçirilmiş ve teslime hazırlanmış olarak müşteriye teslim edilir.
Proje teslim edildikten sonra, hizmetlerin ayrıntılı bir dökümünü içeren fatura düzenlenir, ardından geri bildirim almak ve genel deneyimi değerlendirmek için bir müşteri memnuniyeti anketi yapılır. Son olarak, tercüme edilen tüm belgeler ileride başvurulmak üzere güvenli bir şekilde arşivlenir ve böylelikle teslim ettiğimiz her projenin kapsamlı bir kaydını tuttuğumuzdan emin oluruz. Bu sistemli yaklaşım, medikal çeviride en yüksek standartları karşılayarak doğruluk, tutarlılık ve yüksek kaliteli çeviri hizmeti sunmamızı sağlar.
Medikal Çeviride Mevzuata Uygunluk Nasıl Sağlanır?
Türkiye’nin yüksek düzeyde denetime tabi sağlık sektöründe yasal uyumluluğun sağlanması son derece önemlidir. Dil hizmeti sağlayıcıları (LSP’ler) yerel yasa ve yönetmelikler hakkında bilgi sahibi olarak tüm içeriğin gerekli standartları karşılamasını temin etmektedir. Türkiye’nin tıbbi yönetmelikleri FDA ve EMA gibi küresel otoritelerle yakından uyumlu olup hem yerel hem de uluslararası standartların korunmasını sağlamaktadır. Örneğin, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK), Amerika Birleşik Devletleri’ndeki FDA’nın rolüne benzer şekilde, ilaçların ve tıbbi cihazların güvenliğini, etkinliğini ve kalitesini denetlemektedir.
İlaç ve Tıbbi Cihazların Düzenlenmesine Dair Kanun (663 sayılı Kanun) tıbbi ürünlerin onaylanması, pazarlanması ve gözetimine ilişkin çerçeveyi çizmekte ve bu ürünlerin Türk ve AB yönetmeliklerine uygun olmasını sağlamaktadır. Söz konusu gerekliliklerin karşılanması, tıbbi ürünlerin ülke içinde dağıtımı için gerekli olan TİTCK’dan pazarlama izinlerinin alınması açısından elzemdir. Mevzuata riayet edilmemesi, ürün onaylarının gecikmesine veya reddedilmesine yol açabileceğinden, yönetmeliklere titizlikle uyulması gerektiği aşikârdır.
Dahası, Türkiye’nin İyi Üretim Uygulamaları (GMP), klinik araştırmalar ve tıbbi cihazlar için geçerli standartları, uluslararası normlarla uyumlu olarak ürün kalitesi, farmakovijilans ve etik uygulamaları sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, Türk Gıda Kodeksi, her ne kadar temel anlamda gıda güvenliğini hedeflese de, sağlık düzenlemelerini etkileyen gıda takviyeleri ve bileşenlerini de kapsamaktadır.
Bu yönetmelikler, tıbbi ürünlerin güvenliğini ve etkinliğini garanti eden sağlam bir çerçeve oluşturmak amacıyla birlikte çalışarak Türkiye’de hem tüketicinin korunmasını hem de sağlık hizmeti sağlayıcılarının mevzuata uygunluğunu güvence altına almaktadır.
Medikal Çeviride Terminoloji Neden Kritiktir? Hata Payı Neden Asgari Düzeyde Hatta Sıfır Olmalıdır?
Medikal çeviride terminolojik tutarlılık, sağlık çalışanları ve hastalar arasında açık ve doğru iletişimin sağlanması için büyük önem arz eder. Tıbbi terimlerdeki küçük bir hata veya tutarsızlık, özellikle kritik tıbbi bağlamlarda yıkıcı olabilecek yanlış anlamalara yol açabilir. Hata payını minimumdan sıfıra indirmek, tıbbi bilgilerin doğruluğunu ve güvenliğini korumak için hayatidir. Bunu başarmak için özelleştirilmiş terminoloji veritabanları, çeviri bellekleri (TM’ler) ve sözlükler temel araçlar olarak kullanılır. Bunlar hastalıklar, tedaviler ve prosedürlerle ilgili terimlerin tüm dillerde aynı şekilde uygulanmasını sağlar. Örneğin, “farmasötikler” veya “pazarlama izni” gibi terimler, tıbbi içeriğin bütünlüğünü ve netliğini küresel bağlamda korumak için tutarlı şekilde çevrilmelidir.
Sonuç olarak, medikal çeviri, hasta güvenliği ve etkili iletişime öncelik vermek amacıyla gerek terminolojide gerekse kalite güvencesinde ayrıntılara titizlikle dikkat edilmesini gerektiren özgün bir alandır. Katı standartlara bağlı kalarak, tıbbi terimlerde tutarlılığı koruyarak ve TM, sözlük gibi araçları kullanarak hata payını önleyici bir yaklaşımla en aza indirgeyebilir ve medikal içeriğin her dilde doğru şekilde aktarılmasını sağlayabiliriz.