Okurlar, ister orijinal ister çeviri olsun okudukları metnin konusunu birkaç kez cümlelerin üzerinden geçmek zorunda kalmak kolayca anlamak isterler. İşte, editörler tam da bu noktada devreye girerek metni yumuşatır, yazı dilini iyileştirir, belirsizlikleri giderir, cümleleri daha anlaşılır, daha ahenkli ve daha tutarlı hale getirirler. Sadece cümlelere yeniden şekil vermekle kalmaz aynı zamanda metinde yer alan görsellerin de uyumluluk derecelerini gözden geçirirler.

Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs sadece sağlığımızı ve yaşantımızı etkilemekle sınırlı kalmadı. Tıpkı insanlar gibi yaşayan ve canlı bir varlık olan dil üzerinde de etkiler bıraktı… Yeri geldi kelime dağarcığımıza yepyeni kelimeler kattı yeri geldi kimi dilde bulunan karşılıklar tartışmalar ve kafa karışıklıkları yarattı.

Yeni bir buluş, akıllı pazarlama, doğru zamanlama, iyi yatırım. Fakat çevirmenler olarak satır altlarını okumaya düşkün olduğumuz için olsa gerek haberlerde gördüğüm küresel bir algı farklılığının altını çizmek istiyorum:

“Maske, farklı diller arasında teklifsiz konuşmada iletişime yardımcı oluyor, basit komutların çok dilli aktarımında destekçi veya bahsi geçen 8 dildeki dil engellerini aşmakta başarılı” demiyor; çeviri yapan maske diyor.

“Çeviri” kelimesine bakışta bir dönüm noktasında mıyız?