50 dilde 600+ referansla hizmet verdiğimiz müşterilerimizin bize duyduğu güveni taçlandırdık.
UMS-6 Çevirmen ve MTC 112 standartlarına göre çalışan; Türkiye'nin çeviri ve lokalizasyon alanındaki öncü firması Dijital Tercüme, ISO 17100:2015, TS EN 15038; ISO 9001:2000; Google Yetkili Çeviri Bürosu ve OHSAS 18001 sertifikalarının sahibidir.
Dijital Tercüme Çeviribilim bölümünün hazırlamış olduğu "Arapça" hakkındaki filolojik bilgidir.
Güncel araştırmalara göre Arap dili, diğer adı ile Arapça, "varlığını devam ettiren kuzey dili" olarak tanınır. Arap dili, Sami Arap dil ailesinden biridir. Oryantalistler veya doğu bilimciler, aslı ve oluşumu hakkında birçok görüş ortaya koymuşlardır. Bu görüşlerden bir çoğu birbiriyle ayrım gösteren noktalar taşısa da, bu ekollerin çoğunun ileri sürdükleriyle, Arap dilbilimcilerinin görüşleri; bu dilin Kureyş'te; dini, ekonomik, siyasi ve edebi sebeplerle ortaya çıkması konusunda bir çakışma gösterir. Arapça, Hami-Sami Dilleri Ailesi'nin Sami koluna mensup bir dildir. İran ve Türkiye'de Arap azınlıklarca kullanılmaktadır, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika'da halkın büyük kısmı bu dili kullanmaktadır. Cezayir, Bahreyn, Çad, Komor Adaları (Federal İslam Cumhuriyeti), Cibuti, Mısır, Etiyopya, Gazze Şeridi, İran, Irak, İsrail, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Libya, Moritanya, Fas, Amman, Katar, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Suriye, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri, Batı Şeria, Batı Sahra, Yemen, Afganistan ülkelerinde ise Arapça ya resmi dildir ya da kullanılan dillerden biridir. Temel kaynaklar, tarihi belgeler ve araştırmalara göre Arap dili eski Arap bölgesinde olgunlaşmış, yaygınlaşmış ve genişlemiştir. 6. Yüzyıl döneminde görülen cahiliye şiiri bu dile ait araştırmalarda ana belge olarak kabul edilir. Hz. Muhammed ve halifeler döneminde ortaya çıkan mektup ve anlaşma metinleri o dönemde çoğunluk Araplarda yaygın olan dilin özelliklerini ortaya koyar. Kur'an-ı Kerim İslâm dininde özel bir konuma sahiptir. (MS. 612'632 yılları arasında Hz. Muhammed'e inmiş olan) ise; ses, tamlama, anlam ifade etme, açıklama üslupları bakımından fasih dilin özelliklerini bir arada bulunduran bir metin olarak ortaya çıkar. Genel olarak Arap yarımadasına özgü bir dil olarak kabul edilir, fakat tarihe bakıldığında MS. 7. Yy dan sonra Arap asıllı ülkelerin istilaları ve Müslümanlık'ın yayılması ile birlikte daha geniş kitlelere ulaşmıştır. Müslümanlığın kültür alanında açıkça yaşandığı dönemde de etkisi artmış ve daha fazla kişiye yayılmıştır. Birçok ülkede örneğin, Irak, Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika'nın yerel dillerinin yerine geçmiş ve bu ülkelerde de ana dil olarak konuşulmaya başlanmıştır. Uzun yıllar boyunca özellikle Haçlı seferlerinden sonra yaşanılan kültür değiş tokuşu ile İspanya'dan Güneydoğu Asya'ya uzanan çok geniş bir coğrafyanın bir alt kültür dili olmuştur. Mevcut zamanda yaklaşık 350 milyon insanın ana dilidir, fakat bölgeden bölgeye çok büyük farklılıklar gösterir. Dini sebepler yüzünden Kuran-ı Kerim dokunulmadan kaldığı için, yazıldığı dil olan 7. inci yüzyıl Hicaz Arapçası sabit olarak veya bir kaynak metin olarak kalmıştır ve de bu yüzden Standart Arapça (Fusha) kabul edilir ve ülkeler farklı olsa da özellikle yapılan anlaşmalarda vs bu dil kullanılır. Bu ülkelerdeki Arapça eğitim, hukuk, yayın organları ve iletişim de Fusha ile yani standart Arapça ile yapılır. Genel olarak bakıldığında ülkeden ülkeye değişiklik göstermesinin yanında ülkelerrin içinde de lehçe adı altında birçok farklılıklar gösterir. Mısırca, Hicaz Arapçası Necd Arapçası, Yemen Arapçası, Şamî (Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün'de) Arapça, Irakça, Körfez Arapçası, ve Kuzey Afrika (Magribî Arapça) Arapçası başta gelen lehçelerden sayılabilir.
Arapça özellikle 6. Yydan sonra dini, kültürel ve tarihi alışveriş sebebi ile İspanyolcadan, Farsçaya Yunanca‘ dan İngilizceye, pek çok dünya dilini etkilediği gibi dilin Türkçe üzerindeki etkisi çok büyüktür. Özellikle Klasik Osmanlı döneminde dilimize girmiş, Arapça kökenli çok fazla sözcük bulunmaktadır. Buna karşılık gramer yapılarındaki ve anlamın kapsamı konusundaki büyük farklar dolayısıyla, birçok Arapça kökenli sözcük Türkçede farklı bir ifade ve anlama sahiptir.
Arap alfabesi, İslamiyet'in yayıldığı bölgelerde büyük ölçüde benimsenmiş, Latin alfabesinden sonra dünyada yazı dili olarak en çok kullanılan yazı sistemidir; Arap alfabesi Nebati yazısından gelişmiş olmakla birlikte günümüze ulaşan en eski yazı örnekleri MS 6 yüzyıla (Zebed 512, Harran 568) aittir. Arap alfabesi sağdan sola doğru yazılır, 28 ünsüze sahiptir, 22 tanesi Sami alfabesinden geçerken şekil değişikliğine uğrayan sesler olup, geri kalan altı ses tamamen Arapça’ya özgüdür Arapça 28 harften oluşur; harfleri oluşturan temel şekil 17 tanedir. Harflerin tamamı ünsüz diğer bir deyişle sessizdir. (sâmit). Harflerin yazı olarak altına üstüne vs gelerek seslenmesini sağlayan, ancak dinî metinler ve şiirler dışında pek kullanılmayan işaretlere "hareke" denir. Arap alfabesindeki harfler, yazılırken, sözcüğün başında, ortasında ve sonunda bulunmalarına göre değişik şekilde yer alırlar. İslam dininin yayılmasıyla birlikte ve Türklerin Müslümanlığı kabul etmesi ile birlikte Türkler için olduğu kadar, dünyada da önemli ve öğrenilmesi gerekli bir dil kabul edilmiştir. Osmanlıca dilindeki Arap etkisi sebebi ile, Türk milletinin kültür mirasının vazgeçilmez parçaları olan el yazması ve basılı binlerce eserin Arapça ile yazılması, milletimiz bu dilin önemli dillerden kabul etmesi sonucunu doğurmuştur. Arapça 22 Orta Doğu ülkesinde 350 milyona yakın bir nüfus tarafından konuşulan, bunun yanında 24 Arap olmayan Müslüman ülkede 1 milyara yakın bir nüfus tarafından da günlük konuşma dilinde, lehçeleri değişse de kullanılan bir dildir. Arap ekonomisinin dayandığı petrol üretimi Arapça'yı günümüzde çok önemli kılar, bunun yanında bölgenin tarihi zenginliği sebebi ile, tarihi eserler ve Arapça'nın edebi yoğunluğu, Arapça öğreniminin önemini artıran öğelerdir. Kaynakların hemen tümünün Arapça olması ve bu dil ve kültürü bilinmeden bu alanda araştırma yapılmasının çok zor olması sebebi ile araştırmalarda da dili öğrenmek şarttır.
Ülkemizde, Arapça öğrenmek isteyenler için, İlahiyat fakülteleri, Fen Edebiyat fakültelerinin Doğu Dilleri Bölümü ve Gazi Eğitim Fakültesi'nin Arapça Öğretmenliği bölümü mevcuttur, bunun dışında pek çok fakültenin Türk Dili ve Edebiyatı ve Tarih Bölümlerinde Arapça yardımcı ders olarak okutulmaktadır. Arapça, öğrenmesi en zor dillerden biri kabul edilir. Dilin telaffuz zorluğu yanında dilbilgisi yapısının karmaşıklığı bir etkendir.
Arapça’da çeviri/tercüme yapabilmek için alfabedeki harfleri ezberlemek, birbirleriyle bitişmesini, eklenmelerini, kelime kelime anlamlarını inceleyip kalıp kalıp okumak yeterli değildir. Bu sadece en basit şekli ile Arapça’ya bir giriş niteliğindedir. Ancak ileri seviyede bir Arapça bilgisi için sadece harfleri ile okuma yapmak yeterli değildir. Zengin bir kültürel birikim ve altyapı ihtiyacı mevcuttur. Özellikle o döneme ait eserlerin incelenmesi ve tercüme/çeviri ile dilimize aktarılması aşamasında kelime hazinesi yeterli seviyeye ulaşmış, Arap kültürünü, üslubu, dilin yapısını çok iyi biçimde kanıksamış tercümanlar/çevirmenler gerekmektedir.
Dijital Tercüme Dil Hizmetleri olarak, firmamızda ülkemizin seçkin üniversitelerinin Arap Dili ve Edebiyatı bölümlerinden mezun, aldıkları akademik eğitim süresi boyunca dilin hem gramer hem de yazım yönünün yanında gerek Arapça çeviri yapabilmek için gerekli altyapı ve kültür seviyesine sahip, dönemin kelimelerini ve kullanımını günümüz Türkçesine taşıyabilme kabiliyetine sahip tercümanlar/çevirmenler ile çalışmaktayız.