50 dilde 600+ referansla hizmet verdiğimiz müşterilerimizin bize duyduğu güveni taçlandırdık.
UMS-6 Çevirmen ve MTC 112 standartlarına göre çalışan; Türkiye'nin çeviri ve lokalizasyon alanındaki öncü firması Dijital Tercüme, ISO 17100:2015, TS EN 15038; ISO 9001:2000; Google Yetkili Çeviri Bürosu ve OHSAS 18001 sertifikalarının sahibidir.
ÇEVİRİ/TERCÜME NEDİR?
"Çeviri/Tercüme" sözcüğü, herhangi bir dilde yazılmış olan bir metnin, başka bir dile doğru olarak ve anlamını kaybetmeyecek şekilde aktarılmasını ve bu sürecin sonunda ortaya çıkan eseri işaret eder.
Bu metin roman, öykü, masal, tiyatro eseri, sinema eseri, deneme, makale, röportaj, biyografi, otobiyografi, eleştiri, anı, gezi yazısı, mizah eseri, sohbet (söyleşi) gibi nesir türünde; şiir, destan, ağıt, mesnevi gibi nazım türünde bir edebi eser olabileceği gibi günlük hayatta veya iş hayatında kullandığımız sözleşme/anlaşma çevirisi/tercümesi, tanıtım broşürleri çevirisi/tercümesi, reklam amaçlı yazılarının çevirisi/tercümesi, her türlü turistik tesis hakkında bilgilendirme yazılarının çevirisi/tercümesi, kongre bildirileri çevirisi/tercümesi, uluslar arası fuar tanıtımları çevirisi/tercümesi, özel terminoloji gerektirmeyen genel konulu yazılar çevirisi/tercümesi, tez, araştırma, deneme, ödev çeviri/tercümesi, menşei belgeleri çevirisi/tercümesi, yönetmelik çevirisi/tercümesi, bayilik anlaşmaları çevirisi/tercümesi, mevzuatlar, genelgeler, konşimento, garanti belgesi, her türlü protokol çevirisi/tercümesi, irsaliye, yetki belgeleri, resmi evraklar, patentler, imza sirküleri, niyet mektupları, dilekçeler, mahkeme kararları çevirisi/tercümesi, bilanço, proforma fatura, irsaliye, yetki belgeleri, ticaret sicil gazeteleri, gelir gider tabloları gibi ticari belgelerin çevirisi/tercümesi, kataloglar, kullanım kılavuzları, otomotiv, makine, elektrik-elektronik, inşaat, çevre sistemleri vb konuları kapsayan teknik çeviri/tercüme, bakım kılavuzları, buluş, ürün, makinenin standart veya özel formatta patent tercümesi, tıp, biyoloji, kimya, eczacılık konulu yazılar, laboratuar testleri, tahliller, tanıtım broşürleri, reçeteler, sağlık raporları, patentler, prospektüsler gibi medikal eserlerin çevirisi/tercümesi olabilir. Sözlü tercümeler ise söylev (hitabet, nutuk) forum, münazara, konferans çevirisi/tercümesi gibi türlere ayrılır.
Çeviri/Tercüme her iki dile de hâkim durumdaki çevirmenler tarafından usulüne uygun biçimde yapılır. Bir dilden bir başka dile yapılan Çeviri/Tercümede dikkat edilmesi gereken en önemli unsur manayı doğru şekilde aktarmaktır.
"Çeviri" kelimesi Arapça dilinden türemiş olan "tercüme" sözcüğünün yerini almıştır. Çeviri yapan kişi olan "çevirmen" sözcüğü ise, eski dilde yazılı çevirileri yapan kişinin adı olan mütercim sözcüğü ile sözlü çeviri yapan kişi için kullanılan tercüman kelimesi yerine kullanılmaktadır.
Çevrisi yapılacak olan metine/esere kaynak eser denmektedir, yazılı bulunduğu dil ise kaynak dil olarak adlandırılmaktadır. Çeviri/tercüme kaynak dilden hedef/erek dile doğru yapılır. Tercüme sürecinin tamamlanması sonucunda olan çeviri metni ise "hedef metin" olarak adlandırılır.
ÇEVİRİ/TERCÜME AŞAMALARI
Çeviri metninin incelenmesi:
Tercümanın çeviri metnini inceleyip analiz etmesi aşamasıdır. Hedef dilde kullanacağı terminolojiyi, yararlanacağı kaynakları (sözlük, internet, araştırma ödevleri vs), konu ile ilgili ön araştırma yapması gerekiyor ise bu incelemeyi yaptığı, çevirinin süresi ve hedef dilde çıkacak karakter sayısı hakkında bilgi sahibi olduğu ve müşteriyi bilgilendirdiği süreçtir.
Çeviri/Tercüme:
Çeviri metni, inceleme aşaması bittikten sonra konunun uzmanı tercüman tarafından anlam bütünlüğü sağlanarak, metnin tamamına sadık kalınmak sureti ile tercüme edilmektedir.
Son okuma ve kontrol:
Tercümesi yapılan metin, kaynak metinle karşılıklı olarak karşılaştırılarak, eksik yer var ise tamamlanır, terminoloji konu ile uygun olarak düzenlenir, gramer ve yazım denetimi yapılarak müşteriye teslim edilir.
ÇEVİRİ/TERCÜME TARİHİ
İnsanlık tarihinde farklı diller kullanılmaya başladığından beri çeviri/tercüme ihtiyacı oluşmuştur. Tarihe bakıldığında konuşma dillerinin yüz bin yıl öncesine dayandığı görülmektedir, 90-100 bin yıl öncesinde bulunmuş olan kemik zıpkınları ve Güney Afrika'da gün ışığına çıkartılmış mağaralarında bulunmuş olan 120 bin yıl önceki aşı boyaları, ilk Homosapiensin bir konuşma dilini kullandığını kanıtlar niteliktedir, çünkü insanların neyi neden yaptıkları hakkında konuşmadan, vücutlarını boyamaları ve karmaşık aletler yapmaları düşünülemez. Bu süre zarfında diğer insan soyları da bazı konuşma yetenekleri geliştirmiş olmalılardır. Dillerin yaklaşık olarak 100.000 yıl önce ortaya çıktığı ve farklı toplumlarda farklı biçimlerde ilerlediği, yazının ise bundan yaklaşık 5.000 önce bulunduğu düşünülürse çeviri/tercümenin oldukça eskilere dayandığı söylenebilir. Bu durumda ilk yaşam biçimi olan kabileler arasında ticari ilişkiler veya egemenlik kavgası amacı ile ilk çevirilerin sözlü çeviri/tercüme olduğu rahatlıkla söylenebilir. Farklı dilleri kullanan toplumların arasında yapılan sözlü veya yazılı anlaşmaların yazılı olarak bulundurma ihtiyacı ilk çeviri/tercüme örneklerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bulunan ilk yazılı çeviri/tercüme örneklerine Sümerlilerde rastlanır.
Bu süreçten sonra 9-10. Yüzyıllara kadar tercüme/çeviri süreci genelde dinsel metinlerin diğer dillere aktarımında kullanılmıştır. Örnek vermek gerekirse, İbranice dilinden eski yunanca diline tercümesi yapılmış olan Eski Antlaşma MÖ 247 yılında gerekleşmiştir, MÖ 196 yılındaki Rosetta Taşı'nda ise aynı metnin iki dilde de yazılmış olduğunu (Hem Mısır dilinde hem de Yunanca) görmekteyiz. Bu sayede Mısır hiyerogliflerinin çözülmesinde çok büyük bir yol kat edilmiştir.
Orta Çağ geldiğinde ise çeviri ve tercüme işlemleri genelde sadece kilise bünyesinde yapılmaktaydı. 10. Yüzyıla baktığımızda Bağdat'ta çeviri ve tercümenin önemli bir yer tuttuğunu gözlemlemekteyiz. Bağdat'ta yapılan bu çeviriler ile Avrupa insanının Eski Yunan metinleri ile tanışmaları sağlanmıştır. Latince ve İspanyolcadan da Arapçaya birçok çeviri yapılmış ve de bilimin, ticaretin ve aydınlanmanın karşılıklı olarak güçlenmesine sebep olmuştur.
1450 yılından sonra matbaanın keşfi ile çeviri ve tercüme çalışmaları büyük bir hızla artış göstermiştir. Dindeki reform ile birlikte Latince metinlerin Almanca'ya çevrilmesi ile çeviri ve tercümenin önemi büyük ölçüde artmıştır.
17 ve 18. Yüzyıllarda özellikle edebi eserlerin çevirilerine başlanmıştır.
Çeviri/Tercümenin ne olduğu, nasıl olması gerektiği konusundaki düşünceler 19.yüzyılda iyiden iyiye oturmuştur. 20. yüzyılla birlikte gerçekleşmiş olan sanayi devrimi ve devletlerarası teknik, ticari, politik ilişkilerin artışıyla birlikte çeviri/tercüme alanında özel alan çevirisi kavramı ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise çeviri teknolojinin, otomatik çeviri programlarının, internetin, bilgisayar tekniklerinin vs büyük artış göstermesi ile bambaşka bir boyutta karşımıza çıkmaktadır, çeviri/tercüme bilimi olarak olgunlaşan çeviri kuralları ise üniversitelerde bölüm olarak okutulmakta olup, deneyimli ve iyi eğitim görmüş çevirmenler yetişmektedir.